İtalya’nın bölgeleri (Regione Italia)
İtalya’nın bölgeleri (Regione Italia). Modern İtalya 1960’da resmen oluşturulan 20 bölgeye ayrılmakla birlikte bunların her birinin öncesinde bir dük, kral hatta Papa tarafından yönetildiği, özgün kültür, lehçe ve gelenekleriyle birleşme öncesi kendi kimlik ve tarihine sahip olduğu bilinmektedir. İtalyanların diğer Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha güçlü olan yerel kültürlerine sadakat ve bağlılığı campanilismo olarak adlandırılmaktadır. İtalya’nın 20 bölgesinden beşi (Valle d’Aosta, Trentino-Alto Adige, Friuli-Venezia Giulia, Sicily and Sardinia) otonom bölge (regioni autonome) statüsünde olup, vergi toplama ve toplanan vergilerin harcanması konusunda diğerlerinden daha daha az merkeze bağımlıdır.
Kuzey italya, Italia settentrionale, Nord
Alpler ülkenin kuzeyinde İtalya’nın komşularıyla (Fransa, İsviçre, Avusturya, Slovenya) doğal bir sınır oluşturmakta olup, 27,801,460 kişinin yaşadığı (2014) Kuzey İtalya Aosta Vadisi (Valle d’Aosta), Piemonte, Liguria, Lombardia, Emilia-Romagna, Veneto, Friuli-Venezia Giulia ve Trentino-Alto Adige/Südtirol adlı sekiz yönetimsel bölgeden oluşmakta, İtalyanca’nın yanı sıra Rhaeto-Roman (Lingue retoromanze) ve Gallo-İtalik (Lingue gallo-italiche) dilleri de konuşulmaktadır.
Aosta Vadisi, Valle d’Aosta
İtalya’nın en dağlık bölgesi olan Valle d’Aosta, Monte Bianco, Matterhorn, Monte Rosa ve Gran Paradiso gibi Alplerin yüksek zirveleri ile çevrili olup, çok sayıda buzul vadisi, nadir hayvan ve bitkilere ev sahipliği yapan muhteşem bir doğa parkı, küçük Alp gölleri ve özellikle Dora Baltea havzasında çok sayıda akarsuya ev sahipliği yapmaktadır. Monte Bianco ve Gran San Bernardo’da ki tüneller sayesinde komşu ülkelere geçit veren bölgede İtalyancanın yanı sıra hala Fransızca ve Almanca (Walser) konuşulmaya devam etmektedir. Mussolini döneminde bölgenin Almanca ve Fransızca olan yer adları İtalyanca kelimelerle değiştirilmişse de savaş sonrasında eskiye dönülmüştür. Başkenti Aosta olan bölgenin en önemli gelir kaynakları kış turizmi, büyükbaş hayvancılık, metalürji ve hidroelektrik santralleridir. Avrupa’nın en büyük teleferiğiyle ulaşılabilen Matterhorn, Monte Rosa, Monte Bianco dağları, kayak merkeziyl ünlü Gran Paradiso Milli Parkı, ilginç geleneksel evleri (rascards), St. Vincent ve ünlü Casino’su, Roma Dönemi’nden kalma şehir surları, tiyatro, Augustus Kemeri, Pretorian Kapısı, 11. Yüzyıldan kalma Romanesk Katedral, Ortaçağ mimarisinin güzel örneklerinden Sant’Orso Kilisesi, Fénis, Aymavilles, Issogne ve Verrés kaleleri Aosta Vadisi’nin ziyaret etmeye değer yerleridir.
Piemonte
Piemonte, Deniz Alpleri (Alpi Marittime), Cottia Alpleri (Alpi Cozie), Graia Alpleri
(Alpi Graie), Pennine Alpleri (Alpi Pennine), Lepontine Alpleri (Alpi Lepontine) gibi dağlardan oluşan büyük bir Alp yayının payandası üzerinde uzanmakta olup, özellikle Langhe ve Monferrato oldukça tepelik alanlardır. Etrafı çeltik tarlalarıyla dolu Po nehrinin kaynağı Piemonte olup, bir kaç Alp gölünün yanı sıra Lago Maggiore ve Lago d’Orta gibi büyük göller de bölge sınırlarında yer almaktadır. Piemonte bölgesinin merkezi Bölgesel sermaye Torino olup, diğer önemli kentler Asti, Alessandria, Cuneo, Novara, Vercelli, Biella ve Verbania‘dır. Piemonte 19. Yüzyılda İtalya’nın Birleşmesini sağlayan Fransız etkisinin ülkeye sızdığı önemli bir ticaret ve sanayi bölgesidir. Barok portikolarla dolu kentlerle dolu Peimonte grissini marka galetanın doğum yeri ve en önemli otomobil markalarından FIAT’ın ev sahibidir. Torino ve Susa’da Roma uygarlığına ait ilginç izler bulunurken, Vezzolano Manastırı, Sacra di San Michele, Staffarda Manastırı, St. Antonio di Ranverso, Vercelli’deki St. Andrea ve Saluzzo, Chieri ve Ciriè’deki diğer kiliseler, Torino’da Palazzo Carignano, Palazzo Madama, Stupinigi’nin görkemli Şatosu kent yakınalrındaki bir tepede yer alan Superga Bazilikası ziyaret edilmeye değer yerlerdir. Ayrıca, Torino’da Kahire’dekinden sonra dünyadaki en önemli ikinci Eski Mısır Uygarlığı müzesi olan Torino Mısır Müzesi (Museo Egizio di Torino) ve Flaman okullarının resim çalışmalarının yanı sıra Beato Angelico ve Pollaiolo gibi sanatçıalrın eserlerini de görebileceğiniz Sabauda Galerisi, Vercelli’de, yerel Rönesans ressamlarının eserlerine ev sahipliği yapan Borgogna Müzesi, Alessandria’da Kent Müzesi ile Pinacoteca, Novara’da bir Epigrafi Müzesi ve Cuneo’da Kent Müzesi görlmeyi hak etmektedir. Piemonteli ünlü yazar Umberto Eco’nun soyadı ‘Eco’nun ‘Göklerden bir hediye’ anlamındaki ex caelis oblatus’un Umberto’nun dedesine verildiği bilinmektedir.
Liguria
Tiren Denizi’ne bakan Liguria’nın yay formundaki merkezinde Cenova kenti yer almakta olup, bölge Liguria Apenninlerinin bir parçasını içeren dağlık ve engebeli bir arazi ile dar bir kıyı şeridinden oluşmaktadır. Muhteşem güzellikte sahil manzarasına sahip olan Liguria bölgesi, batıda Ventimiglia’dan Cenova’ya Riviera di Ponente, doğuda ise Cenova’dan La Spezia’ya kadar uzanan Riviera di Levante adlı iki bölümden oluşmaktadır. Riviera di Levante’nin son kıyı şeridi “Le Cinque Terre” adıyla bilinen İtalya’nın en popüler turistik mekânlarından birisidir. Bölgenin merkezi Cenova olup, diğer önemli şehirler Imperia, Savona ve La Spezia’dır. Roma uygarlığının kalıntıları Ventimiglia ve Lunigiana’da görülebilirken, Noli’deki St. Paragorio gibi Romanesk mimari örnekleri, Ponente’de Eski Ceneviz duvar ve kaleler gibi önemli Ortaçağ izleri, Cenova’da 15-18. Yüzyıllar arası Liguryalı ressamların koleksiyonuna ev sahipliği yapan Palazzo Bianco Galerisi, Ligurya seramikleri ve Çin çanak çömleklerinin yer aldığı Palazzo Rosso Galerisi, önemli tabloları ile Palazzo Spinola Ulusal Galerisi, Cenovalı gezginler tarafından yüzyıllar boyunca toplanan hazineleri barındıran Edoardo Chiossone Doğu Sanatı Müzesi, Nervi’de Deniz Müzesi, Ventimiglia’da Arkeoloji Müzesi, Savona’da Kent Müzesi görülebilir. Liguria’nın en önemli turizm merkezleri Guy de Maupassant, Lord Byron ve Truman Capote’un ilham kaynaklarından birisi ve ünlü ‘I found my love in Portofino’ şarkısıyla tanınan Portofino’nun yanı sıra Dolceacqua, Balardo, Liguria, San Fruttuoso, Punta Chiappa, Capo Noli Tabiat Parkı ve “Le Cinque Terre”dır. İtalyan Rivierası’nın bir başka gözbebeği Sestri Levante büyülü ada benzeri atmoferiyle Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen’in 1835’te uzun süre kaldığı, yine Richard Wagner’in denizde sert bir fırtınadan kurtulduktan sonra bir gece şehre sığındığı her ikisinin de eserlerinde iz bıraktığı sanılan ilginç bir sahil yerleşimidir. 5 yaşında mandolin, 7 yaşıdna keman ustası olan ünlü müzisyen Niccolò Paganini Cenovalıydı.
Lombardia
Lombardia, Po Vadisi’nin büyük bölümünü kaplayan bölgenin kuzey sınırları,
Lepontin Alpleri (Alpi Lepontine), Rhaetia Alpleri (Alpi Retiche) ve Bergamo Alpleri (Alpi Orobie) tarafından oluşturulmakta, Lago Maggiore’in doğu yamaçları lseo’ya, Como‘ya ve Garda Gölü‘nün kuzeyine kadar uzanan alanı kapsamaktadır. Lombardia’nın merkezi Milano olup, diğer önemli şehirleri ise Bergamo, Brescia, Como, Lecco, Lodi, Varese, Sondrio, Pavia, Cremona ve Mantova’dır. Romanesk mimarisinin beşiği olan bölgede, Milano‘da Gotik döneminin en çarpıcı anıtı Milano Katedrali, resim, heykel ve uygulamalı sanatlar bölümlerine sahip Sforza Kalesi Sanat Müzeleri, Brera Galerisi, Pezzoli Müzesi, Pinacoteca Ambrosiana’nın yanı sıra Ulusal Bilim ve Teknik Müzesi, Brescia’da Roma Müzesi, Como’da Kent Müzesi, Cremona’da Kent Müzesi ile ünlü antik keman yapımcılarına yarılmış Stradivariano Müzesi, Bergamo’da Carrara Akademi Galerisi, Mantua, Gonzaga Sarayı ve Museo del Risorgimento ile Ducale Sarayı, Pavia’da Arkeoloji Müzesi görülebilir. Como, Maggiore ve Garda gibi İtalya’nın en güzel göllerini barındıran, Milano gibi İtalyan borsası ve moda endüstrisine ev sahipliği yapan Lombaridya bölgesinin halkı adını eski Germen sakinlerinin ‘uzun sakallarından’ almakta olup, Lombardiyalılar Güneyliler tarafından üstünlük kompleksine sahip olmakla suçlanmaktadır. 1945 yılının Nisan ayında Como Gölü kıyısındaki Dongo’da Alman askerlerini kontrol eden Urbano Lazzaro adlı bir partizan kılık değiştirmiş Mussolini’yi tanıyarak yakalanmasını sağlamıştır.
Trentino-Alto Adige
Trentino-Alto Adige, Adige nehrinin ikiye ayırdığı vadi ve çevresini kapsayan dağlık bir bölge olup, batıya doğru Adamello-Presanella-Care Alto ve ve Brenta dağları, doğuda ise Lagorai, Latemar, Fassa Dolomitleri ve Pale di S. Martino dağlarını barındırmakta, Giudicarie ve Rendena vadileri bölge içinde yer alırken, Valsugana, Vallarsa, Val di Non, Val di Sole, Val di Cembra, Fiemme ve Fassa vadileri Adige vadisinden dışarı doğru uzaklaşmaktadır. Garda, Caldonazzo, Tovel ve Ledro göllerinin yanı sıra çok sayıda termak kaynağı barındıran bölgede Alplere özgü canlı türlerinin yaşadığı Adamello-Brenta, S. Martino’dan Paneveggio-Pale ve Stelvio adlı tabiat parkları bulunmaktadır. Trentino-Alto Adige, Alman ve İtalyan kültürlerinin birleşme noktasında yer alan ve ağırlıklı olarak Almanca konuşulan bir bölge olup, Val di Cembra’da Segonzano’daki toprak piramitleri, pitoresk bir dağ vadisi Val di Genova, Alto Gard Trentino ve Dolomitler gibi dağlar, Castel, Beseno, Sabbionata, Drena, Stenico, Caldes, Thun, Pergine ve Ivano gibi vadilere hakim çok sayıda kale, Trento’da Buonconsiglio kalesi, Albere Sarayı, S. Marina Maggiore kilisesi ve Doğa Bilimleri Müzesi ile 1. Dünya Savaşı Müzesini barındıran Rovereto kalesi görülebilir.
Friuli-Venezia Giulia
Friuli-Venezia Giulia bölgesi, Adriyatik sahili ile Karnik Alpler (Alpi Carniche) ve Julian Alpleri (Alpi Giulie) arasında ki düzlük alanı kapsamakta olup, özellikle Carso civarında sayısız mağara ve Doline adı verilen ilginç jeolojik oluşumlar bulunmaktadır. Friuli-Venezia Giulia bölgesinin merkezi özel bir tüzük ile yönetilen Trieste olup, diğer önemli şehirler Udine, Gorizia ve Pordenone’dir. Aquileia kenti Roma dönemi kalıntıları, Grado ve Cividale ise Bizans dönemi Hristiyan yapıtları ve muhteşem mozaiklere ev sahipliği yapan Romanesk Gotik tarzındaki Aquileia Bazilikası ziyaret etmeye değer yerlerdir. 18. yüzyılda Avusturyalı Habsburg hanedanınca inşa edilen bugün Slovenya tarafından sarılmış bir İtalyan şehri olan Trieste büyük bir liman kenti olmanın yanı sıra Balkan kültürü her alanda kendini hissettirmektedir.
Veneto
Veneto, verimli Po Vadisi’nin doğu kısmı ve kuzeyinde Dolomitlerin bir kısmını kapsayarak, Avusturya sınırından Adriyatik kıyısına ulaşan Venedik civarındaki lagün bölgesi ve Cadore Dolomitlerinin görkemli zirvelerini birlikte barındıran bir bölgedir. Veneto bölgesinin merkezi Venedik olup, Verona, Padua, Vicenza, Treviso, Rovigo ve Belluno diğer önemli şehirlerdir. Ortaçağ’da Akdeniz ticaretine egemen olan bir cumhuriyetin merkezi olan kanalları, palazzoları ve sanatsal hazineleri ile ünlü Venedik, Giotto’nun 700 yıl Avrupa sanatını yönlendirdiği Padua, iyi korunmuş Roma amfitiyatrosu ile Verona ziyaret etmeye değer yerlerdir.
Emilia-Romagna
Emilia-Romagna, Apennines dağları ile Adriyatik Denizi arasında yer alan büyük düzlük olup, sahil şeridi Comacchio vadileri gibi lagün ve bataklık (Valli di Comacchio) alanlardan oluşmaktadır. Emilia Romagna’nın merkezi Bologna olup, diğer önemli şehirler Parma, Ferrara, Modena, Piacenza, Ravenna, Forli, Reggio Emilia ve Rimini’dir. Rimini ve Ravenna’da Hıristiyan-Bizans dönemine ait muhteşem anıtları ve zarif mozaikleri barındırmakta ayrıca Romanesk Modena Katedrali, Parma Vaftizhanesi, Piacenza ve Bologna’da Gotik, Rönesans ve Barok sanatın çeşitli örneklerini bulmak mümkündür. Bolonya’da 14-18. Yüzyıla arası resim sanatı örneklerini içeren Pinacoteca Nazionale, Sanayi Sanatı Müzesi, tarih öncesi ve Etrüsk kalıntıları barındıran Kent Arkeoloji Müzesi, Ferrara’da kutsal tablo ve heykelleri barındıran Katedral Müzesi, seramik ve fresklerin sergilendiği Kent Müzesi ile Arkeoloji Müzesi, 14. Yüzyıldan günümüze dek resim çalışmalarının sergilendiği Pinacoteca Nazionale, Ravenna’da Ulusal Müzesi, Modena’da Estense Galerisi ve Risorgimento Müzesi ziyaret etmeye değer yerlerdir. İtalya’daki iyi çarşılara ve en iyi yemeklerden bazılarına sahip olan Bologna’nın bolonez sosu Parma’nın Parmigiano-Reggiano peyniri, Modena’nın balzamik sirkesi dünyanın hiç şüphesiz en iyileridir. Bu üç yemek şehrinin üzerinde bulunduğu Roma yolu Via Aemilia adını MÖ 187’de Romalı konsül Marcus Aemilius Lepidus’tan almıştır.
Orta İtalya, Italia centrale, Centro
İtalya’nın 20 bölgesinden drdünü (Lazio, Marche, Toskana ve Umbria) kapsayan Orta İtalya 58,052 km² alan kaplamakta ve 12,067,524 kişilik nüfusa (2016) ev sahipliği yapmaktadır. Orta İtalya, İtalya’nın kültürel mirasının en önemli koruyucusu olup, Avrupa’nın en iyi Rönesans şehirlerinden Floransa ve Roma’yı barındırmaktadır. Sadece bu iki şehirdeki sanatsal ve mimari birikiminin y-+oğunluğu ve eşsizliği bir yana, Ortaçağ köyleri ve selvi ağaçlarıyla dolu tepeleri ile İtalya’nın en İtalyan bölgesi olduğuna şüphe yoktur.
Toskana
Toskana, Tiren Denizi kıyısından (Maremma) Apennin dağlarının yamaçlarına dek uzanan çoğunlukla dağlık ve engebeli ama son derece verimli topraklara sahip bir bölge olup, kıyıdan biraz ötede Toskana Takımadaları (Arcipelago Toscano) denilen 7 küçük ada (Elba, Giglio, Giannutri, Capraia, Pianosa, Montecristo ve Gorgona) bulunmaktadır. Toskana’nın merkezi Floransa olup, diğer önemli şehirler Siena, Pisa, Arezzo, Pistoia, Prato, Lucca, Livorno, Grosseto ve Massa Carrara’dır. Toskana bölgesi Etrüsk medeniyetinden (Fiesole, Chiusi, Volterra, Populonia) Roma anıt ve harabelerine, Romanesk mimari örneklerinden Gotik katedrallere, Rönesans’ın olağanüstü sanatsal örneklerine dek büyük mimari eserleri barındırmaktadır. Dünyanın belki de en önemli resim koleksiyonu Floransa’da Uffizi Galerisi’nde sergilenmekte olup, şehirde ayrıca Tiziano ve Raffaello’nun başyapıtlarını barındıran Palazzo Pitti Galerisi, Kostüm Müzesi, Arabalar Müzesi, Boboli Bahçeleri (Giardino di Boboli), Michelangelo’nun ünlü “Pietà” adlı eserini barındıran Opera del Duomo Müzesi, Bargello Müzesi, San Marco Müzesi, Akademi Galerisi ve Stibbert Etnoloji Müzesi görülebilir. Eski bir Roma deniz üssü ve Ortaçağ’ın önemli denizci cumhuriyetlerinden birisi olan Pisa’da Sinopie Müzesi, Siena’da Opera Metropolitana Müzesi, Senese resimlerini barındıran Pinacoteca Nazionale, Arezzo’da Ortaçağ Müzesi ve Modern Müze gezilebilir. Pisa’nın eğik kulesi ve Campo dei Miracoli, Floransa’da Ponte Vecchio köprüsü üzerine yer alan 15. Yüzyıl dükkânları, Elba adası ve Argentario Milli parkı bölgenin ziyaret etmeye değer diğer yerleridir. Siena’nın ünlü Palio’su iki yılda bir 17 mahalleden birer yarışmacının katılımıyla Piazza del Campo meydanında düzenlenmektedir. Bu yarışların başlangıçta manda sonrasında eşe sırtında 1656’dan itibaren ise at kullanılarak yapıldığı bilinmektedir. Toskana dışında Palio d’Asti adı verilen benze rbir ayrış 13. Yüzyıldan beri Piemonte’de düzenlenmektedir.
Umbria
Umbria, Apeninnler çevresinde dağlık ve ormanlık arazide yer alan, başta Garda’nın güneyindeki en büyük göl olan Lago Trasimeno olmak üzere barındırdığı su kaynakları bakımından zengin bir bölgedir. Umbria’nın merkezi Perugia olup, diğer önemli şehirler Assisi, Gubbio, Orvieto, Todi, Spoleto ve Terni’dir. Umbria bölgesinde başta odi, Bettona, Orvieto ve Perugia’da olmak üzere Etrüsk medeniyetinin izleri görülebilir. Spoleto, Assisi ve Gubbio’da ise Roma uygarlığının kalıntıları, Bevagna’daki Spoleto ve Assisi Katedrali, St. Silvestro ve St. Michele’de Romanesk mimari, Perugia, Gubbio, Todi’de Rönesans dönemi eserleri bulunmaktadır. Perugia’da Duccio di Boninsegna, Beato Angelico, Piero della Francesca’nın başyapıtlarını barındıran Umbria Ulusal Arkeoloji Müzesi, St. Francis’in doğum yeri olan Assisi’de Giotto’nun freskleriyle dolu San Francesco Bazilikası, ayrıca Pinacoteca Civica ve Katedral Müzesi, Spoleto’da Çağdaş Sanat Galerisi, Gubbio’da MÖ 3. Yüzyıla tarihlenen bronz Eugubine levhalarını barındıran Kent Müzesi, Foligno’da ise Arkeoloji Müzesi ve Pinacoteca Civica görülebilir. Umbria’da İtalya’nın en yüksek şelalesi olan Marmore Şelalesi, Santa Maria degli Angeli Bazilikası ve Rocca Maggiore, Spoleto antik kentindeki Roma tiyatrosu, Perugia yakınlarında Ipogeo del Volumni’de Etrüsk mezarı ziyaret etmeye değer yerlerdir.
Marche
Marche, Adriyatik Denizi ile Apennin Dağları arasında yer alan ağlık ve engebeli bir bölge dar vadiler, derin geçitler hatta Furlo Geçidi’nde (Gola del Furlo veya Passo del Furlo) olduğu gibi bazılarına ulaşılamayan akarsularla dolu bir bölgedir. Marche bölgesinin merkezi Ancona olup, diğer önemli şehirler Ascoli Piceno, Pesaro, Urbino ve Macerata’dır. Ascoli, Fano, Ancona, Fermo, Urbisaglia ve Macerata yakınlarında Roma dönemine ait kalıntılara rastlanmaktadır. Ancona ve Ascoli’de Bizans unsurları ile Romanesk, Ascoli ve Tolentino’da Gotik mimari örnekleri görülebilmektedir. Ancona’da Marche Ulusal Müzesi, Katedral Piskoposluk Müzesi, Tiziano ve Lotto gibi ressamalrın eserlerini barındıran Pinacoteca Civica, Pesaro’da Kent Müzesi, Urbino’da Raphael, Tiziano, Piero della Francesca’nın eserlerinin sergilendiği Marche Ulusal Galerisi, 14. Yüzyıl fersklerinin barındıran Museo del Duomo ayrıca Raphael’in evi, Macerata’da Belediye Kütüphanesi ile Araba Müzesi ziyaret etmeye değer yerlerdir. Marche bölgesinde deniz kıyısında yer alan Fano, Conero Dağı’nın manzarası, Furlo Geçidi ile Pesaro ve Urbino’nun doğal güzellikleri görülebilir.
Lazio
Lazio, Apennin Dağlarından Tiren Denizi’ne kadar uzanan bölge Bolsena, Vico, Bracciano, Albano ve Nemi’ gibi soyu tükenmiş volkanların kraterlerinden oluşan göller ve kalkerli yaylalarla doludur. Lazio bölgesinin merkezi aynı zamanda İtalya’nın başkenti olan Roma olup, diğer önemli şehirler Frosinone, Latina, Viterbo ve Rieti‘dir. Latium bölgesi Roma uygarlığının beşiği olup, farklı dönemlere ait olağanüstü kalıntıları bakımından inanılmaz derecede zengindir. Veio, Vulci, Tarquinia ve Cerveteri’de Etrüsk medeniyetinin izlerine rastlanırken, Roma’nın kalbinde bir zamanlık Papalık Devleti’nin merkezi olan Vatikan Şehri yer almaktadır. Roma kentinde dünyanın en önemli arkeolojik koleksiyonlarına ev sahipliği yapan Ulusal Müze, klasik heykelleri barındıran Capitoline Müzesi, Yunan ve Roma heykellerini barındıran Palazzo dei Conservatori, resim koleksiyonuyla ünlü Pinacoteca Capitolina, Asur, Babil, Mısır ve Etrüsk kalıntılarının sergilendiği Barracco Müzesi, oldukça kıymetli zel resim koleksiyona ev sahipliği yapan Doria Pamphili Galerisi, Borghese Müzesi ve Galerisi, Villa Giulia Ulusal Müzesi, Castel Sant’Angelo Ulusal Müzesi ve en önemlisi Vatikan Müzeleri mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdir. Roma kent merkezinde yer alan Roma Forumu, Pantheon, Bernini’nin Barok çeşmelerini, Colosseum ve St. Peter Katedrali’ni hayranlıkla gezebilir, Trastevere bölgesini gezebilir, Tivoli’ye giderek Villa Adriana’yı görebilirsiniz.
Abruzzo
Abruzzo, Apeninlerden Adriyatik Denizi’ne kadar uzanan dağlık bir bölge olup,
Gran Sasso gibi Orta İtalya’nın en yüksek ve en büyük sıradağlarını barındırmakta, Adriyatik’in bu bölümünde, uzun kumsallar yerini dik ve kayalık sahillere bırakmaktadır. Bölgenin batısında yer alan Abruzzo Ulusal Parkı, Marsika boz ayıları, gri kurtları ve dağ keçileriyle ünlüdür. Abruzzo bölgesinin merkezi, L’Aquila olup, Pescara, Chieti ve Teramo diğer önemli şehirlerdir. L’Aquila yakınlarındaki Minternum’da Roma kalıntıları, Sulmona ve L’Aquila’da Rönesans mimarisi örnekleri yine L’Aquila’daki Santa Maria di Collemaggio manastırı görülebilir. L’Aquila’da, paleontoloji, arkeoloji ve ortaçağ sanatı örneklerinin sergilendiği Abruzzi Ulusal Müzesi, Pescara’da Abruzzo’nun Halk Gelenekleri Müzesi, Teramo‘da Pinacoteca Civica, Chieti’de MÖ. 4. yüzyıldan kalma Capestrano Savaşçısını da barındıran Ulusal Antik Eserler Müzesi ziyaret edilebilecek yerlerdir. Abruzzo bölgesi önemli miktarda dış göç veren bölgelerinden birisi olup, Madonna, Dean Martin, Perry Como ve Henry Mancini Abruzzo kökenli İtalyan Amerikalılardır.
Molise
Molise, Adriyatik Denizi’nde Gargano burnunun kuzeyinde yer alan bölge Apeninler havzasından Adriyatik Denizi’ne uzanan en zengin suyolu olma özelliğine sahiptir. 1962’e kadar Abruzzo ve Molise tek bir idari bölge olarak teşkil edilmişti. Molise’nin başkenti Campobasso olup, Isernia dieğr önemli yerleşimdir. Roma kalıntıları, küçük bir şehir olan Saepinum’da bulunmakta olup, Avrupa’nın en eski insan yerleşim yeri (700 bin yıllık) ise Isernia’da bulunmaktadır. Molise’de, San Vincenzo al Volturno’da San Lorenzo kubbesinde 9. yüzyıl freskleri sanat tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Bölgede Romanesk anıtlar, bitişikteki Apulia bölgesinin etkisinde kalmıştır. Campobasso’da San Bartolomeo ve San Giorgino Romanesk kiliseleri, Sant Antonino Abate kilisesi, Isernia’da Kent Müzesi, Pastena’da, Castelpetroso ve civarındaki Addolorata kutsal ormanı görülebilir.
Güney İtalya, Mezzogiorno
Güney İtalya veya Mezzogiorno, geleneksel olarak Sicilya ve İtalyan yarımadasının güneyinde bulunan İki Sicilya Krallığı’nın (Regno delle Due Sicilie) topraklarına denk düşmektedir. Güney İtalya’da Caserta Sarayı, Amalfi Sahili, Pompeii gibi UNESCO tarafından korunan çok önemli turistik yerler ile Sybaris ve Paestum gibi Roma Cumhuriyetinin kuruluşundan önce var olduğu bilinen Yunan kentleri bulunmaktadır.
Campania
Tiren Denizi kıyısındaki Campania, İtalya’daki en iyi sahil şeritlerinden birini barındırmakta olup, iç bölgeleri esasen dağlıktır. Napoli ve Salerno körfezinin önünde Capri, Ischia ve Procida adlı muhteşem güzellikte turistik adalar, Vezüv Yanardağının civarında bir zamanlar küllere gömülen Roma şehirleri Pompeii ve Herculaneum bulunmaktadır. Campania bölgesinin merkezi Napoli olup, diğer önemli şehirler Caserta, Benevento, Salerno ve Avellino’dur. Campania bölgesinde Herculaneum, Pompeii, Paestum ve Cuma, Roma kalıntıları açısından zengin olup, Capua ve Benevento’da Lombard mimari örnekleri görülebilir. Policleto, Lisippo ve Prassitele’nin heykellerini barındıran Napoli Ulusal Müzesi, Titian, Michelangelo, Raphael ve Caravaggio’nun resimlerini barındıran Capodimonte Müzesi, Benevento’da Sannio Müzesi, Salerno’da Kent Müzesi görülebilir. Campania bölgesinde Amalfi sahili, Capri adasında Imperial Villa, Caserta Kraliyet Sarayı, Herculaneum ve Pompeii mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdir. Ünlü aktris Sophia Loren Campanialı olup, Napoli yakınlarındaki Pozzuoli’de doğmuştu.
Puglia, Apulia
Puglia veya Apulia, çizme formundaki İtalya yarımadasının doğusunda konumlanan topuk kısmı olup, İyonya ve Adriyatik Denizi’ne bakan uzun bir sahil şeridine sahiptir. Puglia bölgesi esas olarak düz veya teraslı arazileri olan su kaynakları açısından fakir bir coğrafya olup, Murgia yaylası ve sahili, mağaralar ve “Doline” çukurları gibi etkileyici karst oluşumlarına sahiptir. Gargano bölgesinde kıyılar yüksekken diğer bölgelerde kumlu veya kayalık olsa da genellikle düzdür. Puglia veya Apulia’nın merkezi Bari olup, Brindisi, Foggia, Lecce ve Taranto diğer önemli kentlerdir. Pugia’da çok sayıda dolmen ve menhir varlığı dikkat çekici olup, Canne della Battaglia ve Ignazia iki büyük arkeolojik sitedir. Bari, Trani, Barletta katedrallerinde Romanesk mimari, Bari, Gioia del Colle, Lucera and Castel del Monte’de ise Arap-Bizans Sanatının, Lecce’de Barok mimarinin izlerine rastlanılmaktadır. Bari Arkeoloji Müzesi, Salento Halk Gelenekleri Sanatları Müzesi, Brindisi İl Arkeoloji Müzesi, Magna Graecia’nın tarihi açısından önemli bir koleksiyona sahip olan Taranto Ulusal Müzesi, Foggia Kent Müzesi ve Pinacoteca görülebilir. Puglia bölgesinde Gargano bölgesi ve Brindisi’den Santa Maria di Leuca’ya sahil şeridi ile Alberobello’ya özgü trulli evleri görülmelidir. Beyaz badanalı, penceresiz Puglia taş evlerinin çatılarındaki sembollerin anlamı tartışma konusu olup, bunların Jüpiter, Satürn veya Merkür onuruna veya Hristiyanlık hatta Yahudilik ile ilişkili olduğu iddia edilmiştir. Bir zamanlar sinemanın en önemli aktörlerinden olan Rudolph Valentino Puglia kökenliydi.
Basilicata
Basilicata, çizme formundaki İtalya yarımadasının ayak içi bölümünü oluşturan İyonya Denizi’ndeki Taranto Körfezi’nin ortasında yer almakta aynı zamanda Tiren Denizi’nde küçük bir sahile sahip, arazisi genellikle kayalık verimsiz ve yoksul bir bölgedir. Bir zamanlar sıtma hastaluığı ve gecekondu mahalleriyle tanınan bölge, Faşist dönemde sürgün yeri olarak kullanılmıştır ki Carlo Levi sürgün anılarını 1945’te ‘İsa Eboli’de durdu’ (Cristo si è fermato a Eboli) adlı kitabında anlatmıştı. UNESCO’nun Maratea’yı Dünya Kültür Mirası Listesine almasından beri turistlerin de uğrak yeri olan Basilicata’nın merkezi Potenza olup, bölgenindiğer önemli ili Matera’dır.
Calabria
Calabria, çizme formundaki İtalya yarımadasının ayakucu bölümünü oluşturan güneybatı bölgesi olup, Tiren Denizi ve lyonya Denizinin birleşim noktasında yer almaktadır. Apennin dağlarının devamını barındıran dağlık bir bölge olan Calabria’da dağ yamaçları sık ormanlarla örtülü olup, uzun uçsuz bucaksız sahil şeridi vahşi güzelliğin manzaralarını sunmaktadır. Calabria’nın Catanzaro olup, Reggio Calabria, Cosenza, Crotone ve Vibo Valentia diğer önemli şehirlerdir. Roma döneminde ekonomik açıdan dışlanan Magna Graecianın bir parçası olarak yoksulluğa mahkum edilen bölgede Yunan kültür mirası kısmen de olsa ayakta kalmayı başarmıştır. Calabria mafyası Ndrangheta adıyla bilinmekte olup, bölge yaşamında hala söz sahibidir. Ünlü modacı Gianni Versace Calabrialı oluo, çocukluk yaşlarındayken Reggio di Calabria’da terzi olan annesine yardım etmekteydi.
Sicilya
Sicilya, İtalya’nın güneyinde çizme formundaki yarımadanın burnunun ucunda yer alan Akdeniz’in en büyük adasıdır. Sicilya, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük aktif volkanı olan Etna yanardağına da ev sahipliği yapmaktaydı. Adını Siculi kavminden alan ada sırasıyla Fenikeliler, Yunanlılar, Kartacalılar, Romalılar, Araplar, Normanlar, İspanyollar ve Burbonlar tarafından işgal edilmiş, tüm bu kültürlerin kalıntılarını günümüze taşımayı başarmıştır. Aeolian, Aegadean ve Pelagian adaları dışında Afrika kıyılarından sadece 145 km uzakta bulunan Pantelleria gibi küçük adalar da Sicilya’nın parçasıdır. Garibaldi’nin Kırmızı Gömleklerinin İtalyan birliğini sağlama macerasının Yunan ve Arap kültürü izlerini taşıyan hatta bazı bölgelerinde hala Yunanca (Griko) konuşulan Sicilya’da başlaması ilginçtir. Başkent Palermo, parasal olarak fakir ama kültürel açıdan zengin bir şehir olup, Mafia’nın sosyal hayat üzerindeki etkisi devam etmekte, omertà sessiz ve derinden varlığını korumaktadır. Siracusa’nın altındaki yaklaşık 3 bin yıllık San Giovanni yeraltı mezarları, Agrigento tapınakları, Roma dönemi mozaiklerini barındıran Piazza Armerina, Sommatino’da bir su dünyası tema parkı olan Parco Acquatico Conte, Palermo yakınlarında 400 yıllık oyuncakların sergilendiği Museo del Giocattolo Pietro Piraino, Palermo’da, Sicilya kuklalarına adanan Museo Internazionale delle Marionette, Siracusa’da bulunan ve ortaçağ kuklalarının sergilendiği Il Piccolo Teatro dei Pupi görülebilir. Sicilya şarap üretimi konusunda da ünlü olup, kırmızı Cerasuolo di Vittoria (DOCG), beyaz Bianco d’Alcamo (DOC),eyaz, kırmızı ve rose Etna (DOC), tatlı şarap Marsala (DOC), altın rengi tatlı şarap Moscato di Siracusa (DOC), beyaz, kırmızı ve rose Sambuca di Sicilia (DOC) bunalrın başlıcalarıdır.
Sardinia
Sardinia, Sardegna, Sardinya ve Sardunya Akdeniz’in en büyük ikinci adası olup, bir dizi dağlık masif, tepeler ve dar yaylalardan oluşmaktadır. Sardinia adasının kıyıları kayalık olmakla birlikte çok ince kumla kaplı sayısız girişten oluşan çok sayıda kumsala da sahiptir. Kıyıların önünde çok sayıda küçük, büyüleyici adacıklar bulunmakta olup, özellikle Costa Smeralda sahili dünyanın en güzel kıyı manzaralarından birisi kabul edilmektedir. Sardinia’nın merkezi özel bir tüzük ile yönetilen Cagliari olup, Sassari, Nuoro, Oristano, Carbonia-Iglesias, Olbia-Tempio, Medio Campidano ve Ogliastra adanın diğer önemli kentleridir. Sardunyalılar çalışkan ve inatçı bir halk olarak tanınmaktadır. Adanın en önemli müzesi Cagliari Ulusal Arkeoloji Müzesi olup, Sanna’da Sanna Müzesi ve Pinacoteca, Nuoro’da, Bölgesel Kostüm Müzesi ziyaret edilebilir.